Diyabet cerrahisi, genellikle tip 2 diyabetin tedavisi amacıyla yapılan cerrahi işlemleri ifade eder. Obezite cerrahisi ise genellikle aşırı kilolu hastaların kilo kaybını sağlamak amacıyla yapılan ameliyatları kapsar. Ancak son yıllarda, bu iki cerrahi tür arasında önemli bir kesişim noktasının olduğu görülmüştür.
🔄 Benzerlikler:
- Tüp mide, gastrik bypass ve transit bipartisyon gibi ameliyatlar, hem obeziteyi tedavi etmek hem de tip 2 diyabeti kontrol altına almak için etkilidir.
- Bu ameliyatlar, hormonları düzenleyerek insülin duyarlılığını artırır ve kan şekerini dengelemeye yardımcı olur.
- Cerrahiden sonra, hastalar genellikle insülin kullanımını azaltabilir ya da tamamen bırakabilir.
Diyabet Üzerindeki Etkisi:
- Diyabet ameliyatları, metabolik cerrahi işlemler olarak kabul edilir ve hormonlar üzerinde etki gösterir. Bu ameliyatlar sırasında bağırsakların yer değiştirilmesi gibi işlemler, hormonların salgılanmasını artırarak insülin üretimini teşvik eder.
- Pankreasta insülin üretimi yeniden düzenlenebilir, bu da hastaların dışarıdan aldıkları insülini bırakmalarını sağlar ve kendi insülin üretimlerini başlatmalarına yardımcı olur.
Obezite Ameliyatı Sonrası Egzersiz Önerileri
Ameliyat sonrası egzersiz, hem kilo kaybı sürecini hızlandırır hem de genel sağlık üzerinde olumlu etki yapar. Obezite cerrahisi sonrası hastalar için önerilen egzersizler:
İlk Dönem (ilk 1 Ay):
- Yürüyüş, özellikle ilk ayda önerilen en basit ve etkili egzersiz türüdür. Hastaların yürüyüş hızını giderek artırmaları gerekir.
- Tempolu yürüyüş önerilir ve bir aydan sonra daha ileri egzersizlere geçiş yapılabilir.
Bir Aydan Sonra:
- Koşu gibi daha zorlu egzersizler önerilebilir.
- Karın bölgesini zorlamayan egzersizler (örneğin, bisiklet sürme veya yüzme gibi) eklenebilir.
Egzersizde Dikkat Edilmesi Gerekenler:
- Her hastanın egzersiz kapasitesi farklı olduğundan, egzersizler kişiye özel planlanmalıdır.
- Karın bölgesini zorlayıcı egzersizler, ilk ayda önerilmez çünkü iyileşme süreci devam etmektedir.